24 Ocak 2008 Perşembe

Türkiyedeki Bilişim Sektörü 1

Herkese iyi günler. Bu yazımda Türkiyede ki bilişim sektörüne genel bir bakışta bulunacağım.

Öncelikle kabul etmek gerekir ki biz türkler bilişim konusunda dışarıya bağımlı durumdayız. Cep telefonunun en kralını alırız ama kendimiz teknolojiyi geliştiremeyiz. Savunma sanayimiz en yüksek teknolojik aletler ile donatılmıştır ama onlara kavuşmak milli bir servet harcarız. Burda bizim hatamız olduğu kadar yabancı güçlerin bizi üretici değilde tüketici toplum olarak görmesininde büyük etkeni vardır. Misal son mühendislerin şüpheli ölümü veya uçak kazası belkide birer komple teorisinden daha fazladır. Şimdi kendi özeleştirimizi yapacak olur isek;

Öncelikle kapitalist düzende en önemli şey para olduğu için bilişim sektöründe de ekonomik güç çok önemlidir. Türkiyede ki bilişim dalında üzülürek görüyoruz ki ayrılan kaynaklar çok azdır. Bugün Amerika en tırt projesi için milyon dolarlar ayırırken, biz dışarıya bağımı azaltacak bilişim projelerine maalesef o kadar ayıramıyoruz. Bunun sonucunda geleceği parlak mühendisler, bilim adamlaı maalesef beyin göcü olarak ifade edebileceğimiz yabancı ülkelere gidiyorlar ve o ülkeler adına projeler geliştiriyorlar. İlk aşamada beyin göcünü terse çevirmek lazım idir. Vakti zamanında giden bilim adamlarımızı buradaki şartları olgunlaştırıp geri çağırmalıyız.

İkinci olarak bilişimi kendi içinde ulusal yapıya büründürmeliyiz. Bulunmamışı bulup onların patentlerini almalıyız. Böylece bilişim konusunda tıpkı Japonya gibi bir isim olmayı başarabiliriz. Geleceğin teknolojide olduğunun farkına varmalıyız.

23 Ocak 2008 Çarşamba

Programlamaya Hangi Dilden Başlanmalıdır?

Biz matematik mühendislerinin en fazla tercih ettiği dal bilişimdir. Ve bilişim içinde yazılım dalına yönelirler. Peki yazılıma nasıl başlamalı, gelişmek için neler yapılmalıdır?

Öncelikle başlanacak yazılım dili önemli dil. Öncelik algoritma yeteneğinin geliştirilmesidir. Bu bağlamda düşük seviye diller ile başlamak daha yararlıdır. Peki nedir bu düşük seviye diller? Arayüz araçları tam olarak gelişmemiş, bilgisayar diline yakın diller. Biz matematik mühendislerine ilk verilen C dili gibi... Dediğim gibi burada asıl amaç algoritmik yeteneğin geliştirilmesidir. Yani programlama dilllerinde olmazsa olmazlardan sayılan döngüler, değişkenler ve diziler kavramlarının bir problem karşısında, programlamaya hangi yoldan döküleceğidir algoritma. Bu bağlamda ilk programlarımız dos ekranında ve basit uygulamalar olmalıdır. (Örneğin girilen iki sayının en büyüğünü veren program gibi...)

Daha sonra program bilgimiz geliştikten sonra ilerde hangi dalda çalışcağımıza karar vermemiz gerekir. Nedir peki bu? Biz web yazılımımı geliştirecez, masaüstü uygulaması, yoksa window api uygulamaları. Gelişen teknoloji ile ihtiyacımıza yönelik programlama dilleri mevcuttur.

Örneğin api uygulamaları geliştireceksek, bu iş için C ve C++ dillerini öğrenmek işimize gelir. Diğer yüksek seviyeli dillere göre bu diller ile yapabilecekleriniz daha çok artar ve perfonmans ve hız konusunda maksimumu yakalarız. Eğer web uygulaması geliştirecek isek. benimde şu an kullandığım .NET teknolojisini öneririm. Onun için C# veya Visual Basic.NET dillerini öğrenmek kafidir. C# dili C ve C++ dillerine yakınlığı dolayısı ile biz Matematik Mühendislerinin öğrenmesi nispeten kolay olan bir dildir. Ayrıca C'ye inanılmaz benzeyen ve hızlı uygulamalar geliştirebildiğiniz PHP(Personal Home Page) programlama dilini de es geçmemek lazımdır.

Yukarıda da behsettiğim gibi algoritma mantığını anladıktan sonra tüm diller 3 aşağı 5 yukarı birbirine benzer. Önemli olan hangi sektörde yazılım yapacağına karar vermektir.

22 Ocak 2008 Salı

Hangisi daha iyidir Yüksek Notmu yoksa bir şeler öğrenmek mi?

Öğrenciler genelde yüksek not veren hocaları severler ve üniversite hayatı boyunca onlardan ders almak için yarış haline girerler. Yüksek not her öğrenci için değerlidir ancak kanımca önemli olan yüksek not almak değil, aldığın derslerden bir şeyler öğrenebilmektir.

Eğer bir öğrencinin yüksek lisans, doktora veya akademisyenlik amacı yoksa kişisel görüşlerime göre yüksek not alması bir anlam ifade etmez. Ancak bu öğrencinin notu o kadar da fazla olmayan ve uygulamaları ile pratiğe önem veren hocaları tercih etmesi gereklidir. Çünkü üniversite, kanımca asla yüksek ortalama hedefi değildir. Üniversite, bilgilerin öğrenildiği, bu bilgilerin pratiğe dönüştüğü eğitim kurumudur.

Bu bağlamda siz değerli öğrencilere önerim, notu kafanıza takmayın, siz bir şeyler öğrenmeye bakın, gerçek çalışma yaşamı aldığınız yüksek notlara bakmaz, pratikte ne kadar iyisiniz ona bakar.

21 Ocak 2008 Pazartesi

Matematik Mühendisliği Mezunlarının İş Alanları Nelerdir?

Matematik Mühendisliği Mezunlarının iş alanları oldukça fazladır. Bu başta olumlu gibi görünebilir ancak bunun nedeni öğretim hayatı boyunca bir konuda uzmanlık değil, her konuda uzmanlık statüsüne erişmeyen konular görmemizden meydana gelir. Temel iş alanlarını burda sıralayacak olursam,

1) Bilişim Dalında

Genel manada mezun olan arkadaşların yöneldiği alan bilişim(Yazılım, Veri Tabanı) alanıdır. Bilişim sektöründe matematik mühendislerinin tercih edildiği aşikardır. Bu sektöre yöneldiğinizde iş olanakları bir hayli artar. Lakin şununda altını çizmek gerekir, okulda gördüğümüz bilişim dalındaki dersler yeterli değildir. Bunu piyasaya girdiğinizde anlıyorsunuz. Mutlaka bu sektöre girmeyi istiyorsanız, özel kurslar veya kendi çabanız ile kendinizi geliştirmeniz gerekmektedir.

2) Finans Dalında

2. olarak iş olanakları arasında tercih edilen alan finans sektörüdür. (Bankacılık, Borsa). Ancak kişisel görüşüm bu alan için matematik mühendisliği okumanın gereği varmıdır. Onun yerine işletme, iktisat, maliye, istatistik, muhasebe gibi bölümler okunabilir. Öğretim hayatınınız boyunca bu iş alanını ile ilgili derslerde size azar azar verildiği için bu alanda çalışmak istiyorsanız bir yüksek lisans ile bilgilerinizi arttırmanız gerekir.

3) Eğitim Dalında

Matematik mühendislerinin tercih ettiği bir başka sektör ise özel dersanelerde matematik eğitimciliğidir. Özellikle dersanelerde tecrübelerime dayanarak matematik mühendislerine bir başka ilgi mevcuttur. Normal matematik okuyan insanlardan bir adım önde başlarsınız. Bu sektörün dezavantajı ise ilk yıllarda gelirleriniz çok düşük kalabilir. Çünkü dersane sektöründe rekabet çok ilerledi. O yüzden dersaneler eğitimcilere ilk yıllardaki gibi çok paralar veremiyor. Ancak azimle çalışarak ve isim yaparak bu sektörde çok para kazanabilirsiniz. Eğer yazılıma ilgi duymuyorsanız ve eğitimciliği seviyorsanız, ben bir matematik mühendisi olarak bu sektöre girmenizi tercih ederim.

Ana iş kollarını bu şekilde sıraladık. Tabi bunun dışında daha sayamayacağımız bir çok iş kolu mevcut. Sözlerimi manalı bir söz ile bitirmek istiyorum.

Eğer 1 saat mutlu olmak istiyorsanız bir divanda kestirin.
Eğer 1 gün mutlu olmak istiyorsanız balığa gidin
Eğer 1 yıl mutlu olmak istiyorsanız yüklü bir mirasa konun...:)
Eğer bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsanız işinizi sevin

Sözlerimdende anlaşılacağı üzere hangi sektör sizi mutlu ediyorsa oraya yönelin. Gerisi hikaye...:)

20 Ocak 2008 Pazar

Matematik Mühendisliği Nasıl Bir Bölümdür?

Ben 2002 senesinde ÖSS sınavında yeterli başarı gösteremeyip, puanıma göre bir tercih yapmak zorunda kaldım. Ve bu neticede listede puanıma göre en uygun tercih Matematik Mühendiliği bölümünü seçtim. Tercih yaptığım zamanlar bölümün matematik ve mühendislik ile entegre bir yapıda, hem pratikte, hemde teoride bize çok bilgi sağlayacağından emindim. Ama ne yalan söyleyeyim ki bölüm beklentilerim altında kaldı.

Öncelikle her üniversite bölümünün teoride bir tane idealı olur. Nedir bu ideal mesela bir mühendislik için belli meslek gruplarında kalifiye elemanlar yetiştirmek gibi.. Ancak Matematik Mühendisliği bölümünde böyle bir idealı açıkça söylemek gerekirse sezemedim. Öğretim görevlilerinin ve bölüm başkanının öncelikle uzun vadede bir plan yapmları kanısındayım ve bir matematik mühendisi ne iş yapar sorusuna cevap vermeleri gerektiğine inanmaktayım.

Örneğin aldığımız dersler, sadece teoride kaldı ve hiç bir zaman pratiğe dönüşmedi. Bu matematik mühendislerini en fazla rahatsız eden konuydu. Teori veya formül derslerinin öğrenciye kazandırdığı hiç bir şey yoktur kanımca. Savunulan analitik düşüncenin gelişmesine yardımcı olur tezine ise inanmıyorum. Çalışma yaşamına girince o derslerin bize hiç bir şey vermediği anlaşılıyor.

Önerim derslerin gerçek çalışma yaşamına göre tekrar düzenlenmesi ve pratiğe yönelik bir çalışma yapılmasıdır.

Yeni Blog Sitesine Hoş Geldiniz.

Matematik Mühendislerinin yeni blog sitesine hoş geldiniz. Bu blogda matematik mühendisliğinin faydaları, artıları ve eksilerinden söz edeceğim.